Bir Orman Gibi

Tarih

Yaşamak Bir Ağaç Gibi Hür, Bir Orman Gibi Kardeşçe …

Nazım Hikmet Ran

Ormanda yada doğal bir ortamda varoluş yasalarının dayattığı içgüdüsel bir birliktelik vardır. Ağacı birey-kurum, ormanı ise toplum-iş ekosistemi olarak kabul edersek evrimsin bizi orman kanunlarının hatta diyalektiğin ötesine geçmeye zorladığını kabul edersek eko vadisinden çıkar, adil ve güvenli sonsuzluk vadisine çıkış yolunu bulabiliriz. Ormanla ağaçlar güneş ışığı için birbiri ile rekabet eder, orman kanunları işler. Oysa insan toplumu varsaydığımız diyalektik evrim olgusunun dayattığı içgüdüsel zorunlu birlikteliklerlerden öteye geçmelidir. Sınırlı kaynaklar için rekabet eden bir iş ekosistemi zihniyetini terkederek, dayanışma ekonomisine, insanlığın devamı için yüksek tehlike alarmı duyulmadan önce yeni bir yönelime, etik kodlara ve değer yargılarına geçmeyi seçmelidir.

Sürdürülebiirlik anlayışı ve ilkeleri 90’ların başından itibaren bilinmekte ancak ciddi anlamda gecikmeli olarak son dünyada son 10 yılda, ülkemizde ise yakın zamanda, pandemi ile birikte gündemde yer bulmaktadır.

Küresel ve yerel ölçekte sürdürülebilir adil büyümenin yedi temel kavramı idüşünmeli, ekolojik, toplumsal ve ekonomik tasarım düşüncesi çıktısı üretmeliyiz.

1. Karşılıklı Bağımlılık

İnsanların, çevrenin ve ekonominin yerel ve küresel ölçekte nasıl ayrılmaz bir şekilde birbirine bağlı olduğunu anlamak.

2. Küresel Vatandaşlık ve Yönetişim

Dünyanın daha iyi bir yer olması için bireysel sorumluluk almanın önemini kabul ederek ve eylemde bulunmayı sağlamak.

3. Gelecek Nesillerin Doğa Üzerindeki Haklarına Duyarlılık

Tüketim alışkanlıklarımızın gelecek nesillerin ihtiyaçları üzerindeki etkilerini anlamak.

4. Çeşitlilik

İnsan çeşitliliğine (kültürel, sosyal ve ekonomik) ve biyoçeşitliliğe saygı duymak ve değer vermek.

5. Yaşam Kalitesi

Temel insan ihtiyaçlarının evrensel olarak karşılanması gerektiğini kabul etmek.

6. Sürdürülebilir Değişim

Ticaret ve sanayi için girdi doğal kaynakların sınırlı olduğunu ve bunun insanların yaşam tarzları üzerinde etkileri olduğunu anlamak.

7. Denge

Kolektif faaliyetlerimiz ve davranışlarımız. (Isınma, iklim değişikliği ve ormansızlaşma, satın aldığımız ürünler) dünyanın başka coğrafyalarındaki etkilerini farkındalıkla önleyici eylemlere duyulan ihtiyacın anlaşılması.

Jenerasyonlar arası eşitliği temel insan hakkı olduğunu görüp gençlere sürdürülebilirlik ve iklim konusunda proaktif insiyatif ve katılım alanı açmalıyız. 40-50 yaş ve üstü profesyoneller ve sivil toplum aktörleri olarak bunu yapabilme gücüne sahip jenerasyonuz.

Birey olarak kendimize şu soruyu sormalıyız ? – Potansiyelimiz ortak geleceğimiz için değerli bir amaca hizmet ederek gerçeklenme yolunda mı ? Varoluş yönelimimiz nedir ? Yeteneklerimiz, ürettiklerimiz bir başkasına iyi geliyor mu, katkı sağlıyor mu ? Ve ortak geleceğimiz için değerli bir amaca hizmet ediyor mu ?

Bu sorularla üstbilişle kendi alışkanlıklarına, düşünme kalıplarına meydan okuyan insan artık kendi doğasını, biz anlayışını, ben fikrini tasarlayabilir. Bilinçli ve özgür bireylerin dönüştürücü gücü ile kurumlar topluma ve ekolojiye geri ödeme ilkesini benimsemiş bir habitata dönüşebilir.

Şefkat ve koşulsuz kabulle kalın.

More
articles